25 Mart 2025 Salı

Namaz: Ertelenmeyecek Bir Sorumluluk

Atalarımız “7’sinde neyse 70’inde odur.” diyerek, karakterin küçük yaşlarda şekillendiğini vurgulamıştır. Hayatta birçok şeyin belirli bir zamanı vardır ve bu zaman, irade ile birleşerek bireyin yolunu çizer. Manevi hayatımızda en büyük yatırım namazdır. Eğitimde harf, binada beton, canlıda su neyse, Müslüman için namaz da odur. Onu ertelemek hatadır; “Sonra kılarım” demek, kulun acizliğidir.

Bugün dünyada zorunlu eğitim 6–7 yaşlarında başlar. 15 asır önce Peygamber Efendimiz (s.a.v.), namaz eğitiminin 7 yaşında başlamasını tavsiye etmiştir. Bu yaş, belirli bir gelişim döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. Günümüzde birçok ülke, eğitim yaşını yedi olarak belirlemiştir. Akıl ve öğrenme çağı olarak adlandırılan bu dönemde çocuklar, hızlı bir gelişim gösterir. İşte bu yüzden, namaz bilinci de küçük yaşlarda kazandırılmalıdır.

Namazın önemi ve anlamı

Namaz, ruhun huzuru ve hayatın bereketidir. İbadet, Allah’a kulluk ve bağlılık göstermek için yapılan davranışların bütünüdür. Namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetlerin yanı sıra, Allah’ın rızasını gözeterek yapılan her güzel iş de ibadet sayılır. Ancak ibadetler, istikrarlı bir şekilde ve samimiyetle yerine getirildiğinde insanı olgunlaştırır. Günümüz bilim insanları, namaz ve abdestin bedene ve zihne faydalarını ispatlanmıştır. Ancak biz, bunu sadece Rabbimizin rızası için yerine getirmeliyiz. Çünkü Allah’ın emirleri hem ruhen hem de bedenen bize en faydalı olanlardır.

Ramazân-ı Şerîf ayı, manevi atmosferiyle ibadet alışkanlıklarını kazanmak için en uygun zamandır. Oruç tutanlar daha huzurlu, ikramda bulunanlar daha cömerttir. Bir ay boyunca namaz kılan biri, neden bunu sürdüremesin? Önemli olan, bu alışkanlığı kazanmak ve devam ettirmektir. Nefsimizle mücadele etmeden, küçük fedakârlıklar yapmadan manevi gelişim mümkün olmaz.

Namazı ertelemenin bahaneleri ve gerçekler

Namaz kılmamak için bahaneler her zaman vardır: “Yorgunum”, “İşim var”, “Emekli olunca başlarım.” Ancak bunlar nefsin ve şeytanın vesveseleridir. Oysa zorluk içinde kılınan namazın değeri daha büyüktür. Hazreti Allah, samimi tevbe eden kullarının günahlarını bağışlayacağını bildirmiştir. O hâlde neden bekleyelim? Namaz, Allah’ın emridir. Bu sebeple hiç bir hâlde ertelenmesi veya terk edilmesi uygun olmayan çok mühim bir ibadettir.

Çocuklukta öğrenilen alışkanlıklar kalıcı olur. Küçük yaşlarda namaza alıştırılan bir çocuk, ileride de bunu devam ettirir. Öğretmenlerin ve ebeveynlerin bu konuda yönlendirici ve destekleyici olmaları gerekir. Namaz bir zorunluluk değil, sevgiyle kazandırılacak bir ibadet olmalıdır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Çocuklarınıza yedi yaşında namazı öğretiniz.” buyurmuştur. Anne-babalar, çocuklarının sadece fiziksel ve zihinsel eğitimine değil, manevi gelişimine de önem vermelidir.

Çocuklar, gördüklerini taklit eder. İyi bir rol model olarak, çocuğa namazı öğretmek en etkili yöntemdir. Hikayeler ve kıssalar, çocukların ilgisini çeker ve onları ibadete yönlendirebilir.

Namaz alışkanlığı kazandırmak

Çocuklara iyi bir eğitim vermenin yolu, onları sevgiyle büyütmekten geçer. Çocuk, sevdiği kişilerin değer verdiği şeyleri benimser. Bu yüzden namazı sevdirerek öğretmek önemlidir. Yavaş adımlarla ve hoşgörüyle yaklaşıldığında, namaz alışkanlık hâline gelir. Zorlamayla yapılan ibadet kalıcı olmaz. Eğer çocuk namazı severse, bu sevgi, kalbine ve ruhuna yerleşir.

Çocuğa öncelikle sağlam bir inanç kazandırılmalıdır. Allah’ı tanımalı ve sevmesi sağlanmalıdır. Ancak bu süreçte, çocukları Hazreti Allah ile korkutmak, cehennemle tehdit etmek büyük bir hatadır. Hazreti Allah’ın rahmeti ve merhameti anlatılmalı, çocuk güvenle ibadete yönlendirilmelidir. Namaz öğretirken sabırlı ve anlayışlı olunmalıdır. Çocuk, yaptığı hatalar nedeniyle cezalandırılmamalı, doğruyu nazikçe öğreten bir yaklaşım sergilenmelidir. Ancak aşırı hoşgörü ve ilgisizlik de çocuğun şımarıklık kazanmasına neden olabilir. Dengeyi sağlamak önemlidir.

Namazı alışkanlık hâline getirmek için çocuklar, ibadet eden insanlarla birlikte olmalı, bu atmosferi yaşamalıdır. Ortamın etkisi büyüktür. İnsan, bulunduğu çevreden etkilenir, bu nedenle çocuğun, doğru ortamda bulunması sağlanmalıdır.

İbadeti kalıcı hâle getirmek

Namaza erken yaşta başlanmalı, küçük adımlarla alışkanlık hâline getirilmelidir. Anne ve babalar, çocuklarını uygun yaşta ibadete yönlendirmelidir. Namaz eğitimi geciktirilirse, ilerleyen yaşlarda bu alışkanlığı kazandırmak zorlaşır. “Ağaç yaşken eğilir” atasözü, bu sürecin ne kadar erken başlaması gerektiğini gösterir. Çocuğun çevresi, ibadet alışkanlığı kazanmasında büyük rol oynar. Dini değerlere sahip bir ortamda yetişen çocuk, namaza daha kolay alışır. Arkadaş çevresi, çocuğun ahlâkî gelişimini doğrudan etkiler. Olumsuz çevre, çocuğun ibadetten uzaklaşmasına neden olabilir. Bu yüzden ebeveynler, çocuklarının arkadaş seçiminde dikkatli olmalıdır.

Çocuklar, gördüklerini taklit eder. İyi bir rol model olarak, çocuğa namazı öğretmek en etkili yöntemdir. Hikayeler ve kıssalar, çocukların ilgisini çeker ve onları ibadete yönlendirebilir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’i namaz sırasında sırtına aldığında onları kırmadan sevgiyle yönlendirmiştir. Çocuklar, ibadet sürecinde hata yapsa da sabırla yönlendirilmelidir.

Namaz, hayatın merkezidir

Namaz alışkanlığı aşamalı olarak kazandırılmalıdır. İlk yıl tek bir vakit namaz kılmakla başlanabilir, ilerleyen yıllarda vakitler artırılmalıdır. Bu süreçte zorlamadan, teşvik ederek hareket edilmelidir. Yedi yaşında başlayan bu süreç, on iki yaşına kadar beş vakit namaza tam alışkanlık sağlayabilir. Küçük yaşta kazanılan bu alışkanlık, hayat boyu devam eder. Namaz, bir Müslüman için vazgeçilmezdir ve ertelenmemelidir. Hayatın koşturmacası içinde her şey için vakit ayırırken, namazı geri plana atmamak gerekir. Çocuklarımıza namazı öğretirken sabırlı olmalı, onları zorlamadan, sevgiyle yönlendirmeliyiz. Çünkü namaz, sadece bir ibadet değil, hayatın huzur kaynağıdır.

Kübra Er
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Önce Kendine Bak!